Nerede o eski günler diye diye bu günlere geldik…
Çağın en büyük sorunlarından biri işsizlik…
Her ne kadar işsizlik yok denilse de maalesef var…
Ömürleri okullarda ve sınavlarda geçen gençler iyi bir
okul bitirerek iyi bir iş sahibi olabilmek için çalışıyorlar…
Ülkemizde bu dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmalar,
işsizlik oranlarındaki artışın ana nedenidir. Öyle bir dönem içerisindeyiz ki,
genç işsizliğin bu denli derinleşmesine karşın, işveren üretim yapabilmek ve
sermayesini geliştirmek adına işçiye ihtiyaç duymaktadır.
Bu paradoks bize şu soruyu sorduruyor…
İşçinin işverene, işverenin de işçiye muhtaç olduğu
günümüzde; “İşsizlik oranı neden bu kadar yüksek?
Sahi neden yüksek?..
Çünkü “TECRÜBELİ ELEMAN ARANIYOR”.
Yeni mezun teknik olarak yeterli ancak pratik olarak
eksik bir gence iş öğretmek ben biliyorum diyen birine öğretmekten daha
kolaydır aslında…
Her ne kadar aynı sektör olsa da, her iş yerinin işleyişi
farklıdır ve belli bir adaptasyon süreci gerekir…
Yani demem o ki; “Yüzme bilmeyen birine yüzme öğretmek,
yüzmeyi yanlış bilene öğretmekten daha kolaydır”
Tecrübesi sizden olsa ne olur?
Çalıştığı sektörde tecrübesini sizinle kazanacak olan
personelin işe bağlılığı daha yüksek olur. İşyeri kültürünü öğrenecek ve işin
gereklilikleri sizin eğitimleriniz doğrultusunda benimsenecek.
Bırakın tecrübesiz olsun, iş hayatına gözünü sizinle
açsın.
Sizin doğru bildiklerinizi doğru bilsin.
Beklentileriniz sizin istediğiniz ve sizin aktardığınız
yöntemle karşılasın.
Sürekli böyle olacak değil elbet ama en azından tecrübeli
personel kıstasını rafa kaldırın. Önyargılarınızı kırın, karşınızdaki
tecrübesiz insanlara bir şans verin.
Gençlerin önünü açalım onlara şans verelim, gerçekten
çalışmak isteyenin azmi ve istikrarı olanın yolunu açalım…
Unutmayın…
Bir bebeğin ilk adımları ne kadar önemli ve özelse…
İş hayatına ilk adım attığınız işte o kadar önemli ve
özeldir…
İşçinin iş, işverenin işçi bulması ve istihdamın artması
dileklerimle…