İki gündür ne diyoruz?
Seçilmişler de, atanmışlar da bu milletin hizmetindedir. Halkın oylarıyla göreve gelen seçilmişler, devletin atadığı kamu görevlileri, hepsi aynı sorumluluğu taşıyor: Millete hizmet etmek.
Bu hizmet, sadece bir görev değil, aynı zamanda bir vefa ve sorumluluk meselesidir.
Üstelik, bu hizmeti yaparken millete ait bütçeden hatırı sayılır maaşlar alıyorlar. Ancak bu maddi karşılık, hizmet sorumluluğunu daha da artırmalı.
Zonguldak, son günlerde şiddetli yağışlarla adeta sarsıldı. Tüm ilçe ve beldeleriyle birlikte büyük bir felaket atlattı. Yağmur, yolları, köprüleri, evleri, tarım alanlarını tahrip etti. Bu felaket, tabiri caizse her şeyi önüne kattı. Kozlu ise, bu doğal afetten en fazla zarar gören bölgelerden biri oldu.
Bu tür doğal afetler bize bir kez daha gösteriyor ki, insan her ne kadar teknolojiye ve bilime yatırım yaparsa yapsın, doğanın gücü karşısında çoğu zaman çaresiz kalabiliyor. Ancak burada asıl mesele, bu tür afetlere ne kadar hazırlıklı olduğumuz ve müdahale kapasitemizdir. Hazırlık yapmak, felaketin boyutunu hafifletir; müdahale ise zararın büyümesini engeller.
Zonguldak, bu felaketi can kaybı olmadan atlatabildiği için şanslıydı.
Allah beterinden saklasın.
Fakat altını çizmemiz gereken başka bir konu var: Yolların parçalanması, altyapının hasar görmesi, Ilıksu'da taşan dereler bize sadece doğanın değil, ihmallerin de bu felakete zemin hazırladığını hatırlattı.
Felaketin ardından ortaya çıkan tablo, aslında yıllardır süregelen sorunların bir yansıması.
Yollar, köprüler, drenaj sistemleri...
Yeterli bakım yapılmadığında, bu yapılar doğanın öfkesine karşı koyamıyor.
Belediye ve yerel yönetimler bu sorunların farkında, ancak kaynaklar çoğu zaman yetersiz kalıyor.
İki gündür bu durumu dile getiriyoruz.
Kozlu Belediye Başkanı Altuğ Dökmeci de, yaptığı açıklamada bu sorunlara dikkat çekti.
Başkan Dökmeci'nin; “Yıllardır süregelen bazı sorunlar var ve bunların çözülmesi gerekiyor. Biz bunları çözmek için uğraşıyoruz. Ancak bu sorunları çözmek için de büyüklerimizin elini hissetmek istiyoruz. Çok ağır bir yağış geçirmiş olmamıza rağmen, omuzlarımızda bazı büyüklerimizin ellerini hissedemedik” sözleri, yaşanan zorlukların arka planını özetler nitelikteydi.
Bu açıklama, sadece bir durum tespiti değil, aynı zamanda bir yardım çağrısıdır.
Dökmeci, yerel yönetimlerin kaynaklarının yetersiz kaldığını ve merkezi hükümetin desteğine ihtiyaç duyduklarını açıkça dile getirdi.
Bu tür büyük afetlerde yerel yönetimlerin tek başına mücadele etmesi çoğu zaman mümkün olmuyor. Merkezi hükümetin desteği olmadan altyapı sorunlarını çözmek de imkânsız hale gelebiliyor.
Kozlu gibi ilçeler, merkezi hükümetten gelen bütçelerle varlıklarını sürdürüyor. Ancak bu bütçeler çoğu zaman büyük projeler ya da altyapı yatırımları için yetersiz kalıyor. Yerel yönetimler, ellerindeki kısıtlı kaynaklarla hem mevcut sorunları çözmeye hem de halkın taleplerini karşılamaya çalışıyor. Ancak büyük çaplı afetler, yerel yönetimlerin imkanlarını hızla tüketebiliyor.
Afet sonrası, en kısa sürede toparlanmak ve altyapıyı yeniden inşa etmek kritik önem taşıyor. Her geçen gün, maddi ve manevi kayıpları artırıyor. İşte bu noktada merkezi yönetimin devreye girmesi gerekiyor. Altyapı yenileme çalışmaları, halkın mağduriyetini gidermek, uzun vadede benzer sorunlarla karşılaşmamak için yerel ve merkezi yönetimlerin işbirliği şart.