GELDİNİZ Mİ DEDİĞİMİZE!..

Zonguldak’ta,

Yeraltındaki,

Taşkömürünü,

Canları pahasına yerüstüne çıkararak,

Hem ülkemizin aydınlanmasına,

Hem ısınmasına katkı veren,

Şanlı madencilerimiz,

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinde,

‘Domuzdamı’ ve ‘bağ’ sistemiyle,

Enkaz altından yüzlerce can kurtardı.

Kahraman madencilerimiz,

Habercilerin, “Kimsenin giremediği tehlikeli yerlere giriyorsunuz, canınızı düşünmüyor musunuz?” sorularına;

“Bizim şuan canımız yok,

Bizim canımız Türkiye” karşılığını vererek,

Gerektiğinde,

Vatanımız ve milletimiz için,

Canlarını hiçe sayacaklarını haykırdı…

*       *       *       *       *      

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da,

Kahramanlar diyarı Zonguldak’a ve

TTK’ya bin işçi alınacağı müjdesini verdi.

Hemen akabinde,

İşçi alımı sayısının artırılması için,

GMİS,

Ankara’da lobi faaliyeti başlattı.

Nihayetinde,

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in,

Yarın Zonguldak’a gelerek,

Yeraltında madencilerle oruç açacağı haberi bizlere ulaştı.

STK başkanları da,

TTK’ya bin işçinin yetersiz olduğunu,

Kurumun en az 3 bin işçiye ihtiyacı olduğu yönündeki açıklamalarıyla,

GMİS’e destek verdi…

*       *       *       *       *

Zonguldak gündeminde,

TTK’ya alınacak işçilerin,

Alınış şekilleri de tartışılmaya başlandı.

Malum,

Geçmişte eline kazma-kürek almamış bir sürü kişinin ismi kuradan çıktı.

Yeraltını bilmedikleri içinde,

Ya işi bıraktılar,

Ya da iş kazası geçirdiler.

Bu nedenle,

TTK’nın hem kömür üretimi düştü,

Hem de yüklü miktarda maddi zararı oldu…

*       *       *       *       *

Biz,

Yıllar önce,

TTK’ya alınacak işçilerin,

Redevans sahalarda ter dökmüş,

Veya kaçak maden ocaklarında çalışanlardan tercih edilmesini önermiştik.

Madeni bilenler,

Kömür kazanlar,

Domuzdamı ve bağ atanlar,

Kazma-kürek tutanlar,

Direk üretime katkı verir,

Tecrübeli oldukları içinde iş kazaları önlenir demiştik.

Bugün bakıyoruz da,

Bizim yıllarca önce söylediğimiz ‘işçi alımı’ kriteri,

Cadde ve sokaklarda dillendiriliyor.

Demek ki biz,

Yıllar öncesinden geleceği okumuşuz.

Tıpkı geçmişte siyaseti okuduğumuz gibi…

Orjinal Köşe Yazısına Git