Türkiye’nin yetiştirdiği,
Dünyanın saygı duyduğu,
Başkent Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal hocamla beş yıl gibi bir süre çalışma fırsatı buldum.
Zonguldak’ın,
Tüm ilçelerini,
Her köyünü birlikte gezdik.
Gittiğimiz en ücra köylerde bile,
Kendisini,
Eşini,
Çoluk-çocuğunu,
Torunlarını sağlığına kavuşturduğu için,
Prof. Dr. Mehmet Haberal’a dualar edildiğine bizzat şahit oldum.
Prof. Dr. Haberal hoca,
Bilim ve tıp insanın yanı sıra,
Çok iyi bir gözlemciydi.
Buna da,
İş konusunda yaşadığımız diyalogda şahit oldum.
Prof. Dr. Mehmet Haberal hoca,
FETÖ’nün kurduğu kumpasla,
Ergenekon komplosuyla,
Silivri’de tam 4 yıl 4 ay,
Özgürlüğünden mahrum kaldı,
Özgürlüğüne kavuştuğu gün,
Bilimde ve tıp alanında ülkenin gelişimini sağlamak,
İnsanları sağlığına kavuşturmak için vakit kaybetmeden mesaiye başladı.
Dünya Yanık Merkezi başkanlığının yanı sıra,
Dünya Organ Nakli Derneği Genel Başkanlığına seçildi.
Prof. Dr. Mehmet Haberal hoca bir sohbette,
‘İki yanlış asla bir doğru etmez’ teziyle,
Her ne olursa olsun,
Gerçeklerin yanlışa,
Yanlışların gerçeğe dönüşemeyeceğini hep dile getirdi.
Zonguldak’ın son günlerde yaşadığı olumsuzlukları kafamızda etüt ederken,
Prof. Dr. Mehmet Haberal hocanın sözleri aklıma geldi.
O yüzden anıları paylaştım.
Paylaştım ki,
Gerçekler,
Her ne kadar halının altına süpürülse de,
Yarın o halı kalkacak,
Gerçekler gün yüzüne çıkacak.
Mesela,
Zonguldak’ı,
Çok sevdiğini,
Hizmet aşkıyla yandığını söyleyip,
Koltuklara oturanlar,
Hizmetten çok,
Akçeli,
Alavereli işlerle yandaşlarına çıkar sağlar oldular.
Nasıl mı?
Yandaşa yol işi verildi,
Yol 15 günde ufalandı.
Yandaşa duvar işi verildi,
Duvar kısa zamanda çöktü.
Yandaşlar işe alındı,
Belediyeler borç batağına sürüklendi.
Biz son günlerde,
Yalancıları ve yalanlarını yazıyoruz.
Korkakları,
Kaçanları,
İhanetçileri,
Yazmaya devam edeceğiz.
Biliyoruz ki,
İki yanlış, bir doğru etmez.
Yalancılar doğru söylemez,
Onlardan da bu memlekete hayır gelmez…