Bugün,
Memleketin,
Milletin,
Nasıl kandırılıp,
Sömürüldüğünü kelimelere dökmeye çalışacağız.
İlk sömürü din üzerinden.
Yüce Allah,
Biz Müslümanlara son ve en kutsal kitap olan Kur’an-ı Kerim’i,
Son Peygamberimiz Hz. Hz. Muhammet’i (s.a.v.) nasip etmiş.
İlim ve irfanla doğruluğu ve temizliği farz kılmış.
Din üzerinden her türlü kazancı haram kılmış.
Bakın,
İmam Tuncay Güneş,
Zonguldak Yeni Cami,
Ereğli İmam Hatip Camii,
Alaplı Merkez Cami,
Son olarak Çaycuma Velioğlu Köyü’nde görev yapmış.
Valilik ve Müftülükte bir sürü dosyası varmış.
Bunca suç dosyasının arasına,
Bir de çapkınlığı sığdırmış,
Baktı olmuyor,
Akrabalarını ve cemaati tokatlamış,
Eşini boşamış,
Yabancı uyruklu sevgisiyle,
Yurtdışına açılmış.
Eğitim.
Yer yine Zonguldak.
İsmail Y.,
Tam 21 yıl,
Sahte diplomayla,
Öğretmenlik,
Kozlu Kılıç İlköğretimde de,
İki yıl müdürlük yapmış.
Sahte eğitimci, sahte diplomayla,
Tam 750 bin lira,
Devletten maaş almış.
Tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Adalete hesap veriyor.
Bankacı.
Devrek’te,
Bir banka şubesince çalışan bir personel,
Milyonlarca lirayı,
Zimmetine geçirmiş.
Müfettiş hesapları kontrol etmiş,
Olay ancak öyle fark edilmiş.
Banka yetkileri,
Şikayetçi olmuş,
Soruşturma başlamış.
Bu olayda yargıda.
Şimdi üç ayrı olayı birleştirelim,
Din-Eğitim-Banka.
Elbette biz,
Biz kesinlikle,
Din adamlarımızı,
Eğitim camiamızı,
Bankacılarımızı,
Zan altında bırakmak gibi bir düşüncemiz yok.
Onca suç dosyası olan imam,
Hala cemaate vaaz veriyorsa,
Diploması olmadığı halde,
21 yıl çocuklarımız sahte öğretmene teslim ediliyorsa,
Ve bu sahtekar,
İki yıl okul müdürlüğü yapıyorsa,
Vatandaşın birikimini güvenip bankaya yatırıyor,
O banka çalışanı,
O paraları zimmetine geçiriyorsa,
Ve bunu da,
Allah’ın bir kulu fark edemiyorsa,
En az,
Çapkın imam kadar,
Sahte öğretmen kadar,
Zimmetçi bankacı kadar,
Sorumlu olarak koltuklarında oturanlarda suçludur…