Kozlu ilçesi, Karadeniz’in huzur dolu kıyılarında, küçük ama canlı bir yerleşim yeri olarak dikkat çekiyor. Ancak bu sakin görünümün ardında, tutkulu bir yasak aşk hikayesi gizleniyor.
Zeynep, 28 yaşında, güzelliği ve zarafetiyle dikkat çeken bir genç kadın. Yerel bir kafede çalışıyor ve günlerini aynı mekanın dört duvarı arasında geçiriyor. Kocasıyla olan evliliği, zamanla sıradanlaşmış, aşk yerini alışkanlıklara bırakmıştı. Zeynep, içindeki boşluğu hissettiğinde, kendini çarpıcı bir duygu selinin içinde buldu.
Bir gün, kafeye gelen Serkan adında bir adam, Zeynep’in hayatına girdi. Serkan, 30 yaşında, karizmatik bir iş adamıydı. Zeynep’in gülümsemesi, onun dikkatini çekti. Kısa sürede, Zeynep ve Serkan arasında bir çekim oluştu. Her gün aynı saatte kafede buluşarak, birbirlerine kalplerinin derinliklerini açtılar. Ancak bu aşk, hem Zeynep’in evliliği hem de Serkan’ın iş hayatı açısından tehlikeli bir yoldu.
Kozlu’nun sakin sokaklarında, gizli buluşmalar yapmaya başladılar. Zeynep, bu yasak aşkın heyecanıyla dolup taşıyor, fakat her buluşmada içindeki suçluluk duygusu da artıyordu. Serkan, Zeynep’i şehrin dışındaki bir ormanlık alanda pikniğe götürdü. O an, her şeyin mümkün olduğu hissini yaşadılar. Doğanın huzuru içinde, göz göze geldiklerinde zamanın durduğunu hissettiler. Ancak, Zeynep’in aklında her an kocası vardı.
Günler geçtikçe, Zeynep ve Serkan arasındaki ilişki derinleşti. Ancak bu aşkın ne kadar süreceği belirsizdi. Zeynep, kocasına sadık kalma sözü vermişti ama Serkan’a olan hisleri, kalbinde bir çatışma yaratıyordu.
Bir akşam, Zeynep, kocasıyla bir tartışma yaşadı ve gergin bir ruh haliyle kafeye gitti. Orada Serkan ile karşılaştı. Kendi içsel çatışmalarının arasında kaybolmuştu. Serkan, Zeynep’e, “Yaşadığımız her şey gerçek mi?” diye sordu. Bu soru, Zeynep’in içini kemiren sorulardan sadece biriydi.
Sonunda, Zeynep’in kalbi ikiye bölünmüştü. Aşkı mı, yoksa sorumluluklarını mı seçecekti? Zeynep, Kozlu’nun kıyısında durarak, dalgaların sesini dinlerken, kalbindeki yangını hissediyordu.
Bir gece, Zeynep, Serkan’a son bir mesaj gönderdi. “Artık daha fazla devam edemem. Aşkın beni parçalıyor.” Bu, Zeynep’in kendi içsel huzurunu bulma çabasıydı. İlişki sonlanmıştı, ama Zeynep, kalbinde bir iz bırakan bu aşkı asla unutmayacaktı.
Kozlu ilçesi, bu yasak aşkın hatıralarıyla dolup taştı. Zeynep ve Serkan’ın hikayesi, belki de birçok insanın yaşadığı karmaşık duyguların bir yansımasıydı. Aşk, bazen yanlışa düşmekte ve sıradan hayatın sıradan duyguları içinde kaybolmakta. Zeynep, bu tecrübeyle olgunlaşırken, hayatına yeni bir yön vermeye karar verdi. Yasak aşkı geride bırakarak, kendi kimliğini bulma yolculuğuna başladı.
Kozlu’nun sokakları, bu hikayenin izleriyle dolup taşarken, aşkın bazen yasak olabileceğini ama bunun insan kalbinde yarattığı duyguların asla silinmeyeceğini anlatmaya devam ediyor.
* * * * * *
Bu uyduruk hikayeyi soluksuzca okuduğunuzu tahmin edebiliyoruz.
Keşke bu pür dikkatlliğiniz ve heyecanınız,
Kozlu’muzun ilçe olmasına rağmen kamusal anlamda özellikle sağlık hizmetleri noktasında yaşanılan boşluğun doldurulması için verilen mücadeleye de ilham olur.
Evet,
Kozlu Semt Polikliniğinin sağlık hizmetlerinde yetersizliğini dile getirdiğimiz haber ve yorumlarımız ses getirmeye başladı.
Acil sağlık hizmetlerinin başlayacağı yönünde yetkililerden bilgi aldık.
Demek ki,
İsteyince oluyormuş.
Şu,
Kozlu, Zonguldak’a yakın o yüzden sağlık hizmetlerini ilçe merkezinden alsın diyenler acaba Atatürk Devlet Hastanesi’nden alınmaya çalışılan randevuların Devrek’e verildiğini, yaşanan trafik çilesini görmüyorlar mı?
Şayet,
Kozlu’da Atatürk Devlet Hastanesi açılsa,
Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’nin de yükünün azalacağını, Devrek’e verilen randevuların Kozlu’ya verilebileceğini de akıllara getirmelerini tavsiye ediyoruz…