TAMER KÜÇÜK

Tarih: 23.03.2023 17:19

SOSYAL DEVLET, AHLAK VE ADALET...

Facebook Twitter Linked-in

Sosyal devlet, ülke içinde oluşan iktisadi ve psikolojik faydaların halk arasında dengeli bölüşülmesini öneren, paylaşımda bireye adalet vaat eden yönetsel anlayıştır. Ekonomi, kültür, sanat, akla ne geliyorsa ülkede yaratılan değerlerden herkesin eşit miktarda yararlanması istenir…

konya escort konya escort travesti konya escort marmaris sex hikayeleri sex hikayeleri escort bursa escort bursa samsun escort

Paylaşmanın ileri insanlık bilinci, yaygın ahlaki değer olarak kabul görülmesine rağmen, millet bünyemize sızan hastalıklar, sosyal, diğer adıyla refah devleti olmamıza engel.

Sosyal devleti yaratan üç unsur, adalet, üretim ve bölüşmektir… Arzulanan refah devletinin varlığı ve devamı sacayaklarından üçünün de yere sağlam basmasıyla mümkün.

Basit bir anlatımla neden sosyal devlet olamadığımıza değinmek istiyorum bugün!

Üretim.

Bir şeyin bölüşülmesi, soyut veya somut varlık haline dönüşmesiyle mümkün. Bölüşülecek; para, mal, tasarruf veya sanatsal eser, her ne varsa, önce toplum tarafından üretilmeli.

Paydaşlar üleşilecek şeyi birlikte üretmeye ikna edilmeli. Sosyal devletin ilk adımı üretim toplumu olmaktır. Üstüne basa basa tekrarlıyorum toplum olarak üretmeliyiz.

Birlikte harcayacaksak, birlikte kazanmalıyız” değil mi?

Sonra, bölüşmek….

Yani birlikte kazandık, birlikte harcayacağız. Sermayeden emekçi sınıfa kadar üretimden hak eden hak ettiği ölçüde nemalanacak…

Kısaca adil dağıtım…

Devletin, refah odaklı oluşu kanunlarla sağlanır. Hukukun üstünlüğü ve adalet terazisinin şaşmaması toplumsal barış ve huzuru yaratan olmazsa olmazlar.

Kısaca; ekonomi ve iş hayatı, medeni ülkeler de olduğu gibi düzenlenirse sosyal devlet adına ciddi yol alınmış olur.

Fakat!

Her şey ahlakta bitiyor! Adaletle güzelleşiyor.

Yöneten de yönetilen de istismar eder, adalet hak yiyene meylederse sosyal devleti unutun.

Vergisini ödemeyene “iyi yaptın. Affettim seni” …

SGK payını eksik yatırana, “takma kafana yaparız bir güzellik” …

Dask’ını, MTV’sini ödemeyene, “sosyal devlet halleder” … dediğinizde belki hukuksal kılıf bulabiliyorsunuz. Ya ahlak…

Üzüldüğüm ne biliyor musunuz?

TV haber bültenlerinde muhalefetinden iktidarına, devleti sosyal olmakla-olmamak arasında yerenlerin tamamı yukarıda saydıklarımı savunuyor.

Filim repliği var ya; “Zalime merhamet mazluma zulümdür” diye.

Namusluya zulmediyorsunuz!

Başkasının kazandığından nemalanmayı planlamak ve geleceği bu kirli fikir üzerine bina etmek, eşit hak sahiplerinden birine kaşıkla, diğerine kepçeyle vermek ciddi ahlak sorunu.

Sorunlar yumağında debeleniyoruz…

Şu soruya cevap lütfen!

Sosyal adalet; üretilen değerlerin hak sahipleri arasında pay edilmesi mi (?) yoksa sıradan herkese dağıtılması, ağustos böceği bayramı mıdır?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —