Bu çok iyi bir “münazara” konusu olabileceğini düşünüyorum.
Halk ve bürokrat karşı karşıya gelince acaba kim kazanır?
Bilindiği üzere münazaralarda iyi hazırlanan ve sunumunu daha
iyi beceren taraf kazanır.
İlk bakışta ibre bürokrat tarafını göstermektedir.
Bildiğimiz kadarıyla bürokratlar masa başından ülkenin
geleceğine ve halkın yaşam tarzına karar veren devlet görevlileridir.
Bize öğretilen ve yıllarca önünde düğme iliklediğimiz
bürokrasi artık hayatımızı zehir, ziyan eder duruma geldi.
Bürokrasiyi yöneten bürokratların gerçek yüzünü ancak
görmeye başladık.
İyi bir bürokrat olabilmek için,
İyi bir eğitim almak ve alanında liyakat sahibi olmak
gerektiğini biliyorduk.
Şimdilerde ise,
Örgün eğitim kurumlarında dirsek çürütmeye, kafa yormaya
hiç gerek olmadığını öğrenmiş bulunuyoruz.
Açık öğretim fakültelerinden rahat bir bölümü
bitirdiğinde 1. aşama gerçekleşmiş oluyor.
Sıra 2. aşamaya geldiğinde liyakatin yerini referanslar
alıyor.
Referanslar diyorum, çünkü;
Referanslar, veren kişilerin durumuna göre bürokratın
gücünü belirliyor.
İlk önce milletvekillerinin gözdesi olacaksın.
İl başkanı, sivil toplum örgütlerini ve meslek odaları
başkanlarını arkana aldı mı iki kapılı ofiste ceylan derisi koltuğa yerleştin
demektir.
Hele bir de bakan referanslı isen sana ulaşabileceklere
helal olsun.
(Çok az da olsa bizim bildiğimiz bürokratların da
olduğunu belirterek kendilerinin affına sığınıyorum.)
Bu münazaranın karşı tezini de “halk” olarak seçtiğimize
göre,
Bürokratların halk karşısında galip geleceğini
düşünebilirsiniz.
Yıllarca “yığınlar” gözüyle baktığımız bu halk,
Yeni yeni de olsa güçlerinin farkına varmaya başlamıştır.
Hele yaşamları söz konusu olunca,
Hiçbir gücün karşılarına duramayacağını çok iyi
öğrenmişlerdir.
Bu halk, vatanını geleceği için hiçbir fedakârlıktan
kaçınmayacak kadar inanca ve güce sahiptir.
Ancak,
Bir avuç mutlu azınlığın çarklarında öğütülmeyecek kadar
da cesurdur.
Ekmeğini suya bandırır, yaşamını sürdürür.
Kimseye minnettar da olmaz, boyun da eğmez.
Ekmeğine ve suyuna göz dikenleri Karadeniz’in o hırçın
dalgaları arasında yüzmeye gönderir.
Bu nedenle, gayet açık ve net konuşuyorum.
Siyasiler, sivil toplum kuruluşu yöneticileri ve oda
başkanları
Yüklü bir maaş karşılığı danışmanlık yapmaya çalışın bir bürokratın
yanında yer almak yerine,
İçinden çıktığı ve hizmet etmeye söz verdiği halkının
yanında yer alacağını,
Halk ile oyun oynamanın akla ziyan olacağını iyi
bildiklerini düşünmekteyim.
Fazla uzatmaya hiç gerek yok.
Sizler ne demek istediğimi anladınız.
Halk için gönül birliği yapanlara sevgiler, saygılar.