Elli altı yıl yaşamışlığın verdiği olgunluk, karşıdakinin nasıl bir insan olduğunu anlama konusunda şanslar tanıyor.
Hele gözler… Gülerken içi parlıyorsa, “eh, bu insan evladı” diyorsun.
Bir de gurbette hemşerinse…
O başka tatlı…
Tatları acılaştıran, hayatın bir de gerçek yanı var…
Ölüm.
Firmamıza lojistik hizmeti veren ambar firmasının çalışanı, değerli kardeşim Muzaffer’i kaybetmenin üzüntüsünü nasıl anlatabilirim, bilemedim, bilemiyor.
Maalesef yaşadığı elim kazada hayatını kaybetti Muzaffer…
Doğru adam, güzel insan bugün Bartın’da toprağa verilecek.
Mekânın cennet olsun.
Serdar kardeşim, “Ben ne yapayım bilemiyorum” diyordu. İşvereni mi, hemşerisi mi, kardeşimi ne desek kestiremiyorum. “Başıma ilk defa böyle bir şey geliyor” diye ağlayan güzel kardeşim, yapacak şey belli.
Dua edeceğiz… Dedik, bildik ve inandık ya, hayatın en gerçek yanı ölüm diye…
Avucuna doldurduğu kestaneler artık masamıza boşalmayacak… Belki “naber abi, bize bişey var mı” diyemeyecek ama şirketin aracı kapıdan geçtiğinde Muzaffer hep hatırlanacak.
* * * * *
ZONGULDALIMISIN?
İş insanları, bürokrasi ve siyasilerin ele ele vererek perişan ettiği Zonguldak’ın evlatları, başka şehirlerde rızk peşindeyken yeni bir seçimin sancılarını yaşıyoruz.
Partilerin aday adayları vekil olabilmek için milyarlar akıtacaklar, bundan önce yaptıkları gibi.
Neden?
Meclise girerlerse neyi değiştirecekler?
Vekilim dendiğinde başlar göğe mi eriyor?
Zonguldak’a hizmet için tek yol siyaset ve bürokrasi değil, gördük.
Durum ortada… Varsa aksini söyleyen beri gelsin…
Şehri sevseniz, biraz sahiplenseniz yetecek…
Biri hesapladı mı bilmiyorum ama… Bugün de dahil olmak üzere seçimlerde bütün partilerden veya bağımsız kaç aday adayı millet vekili olma sevdasıyla kapıldı. Ve bu sevda onlara kaç liraya maloldu?
Mesela o paralar yatırıma dönüşseydi Zonguldak için faydası ne olurdu?
Ülkenin elmas deposu emekli kenti oldu…
Bunu siyasallaşan bürokrasi yaptı. İleri gidiyorum, siyasi parti başkanına secde etmeye susamış şehrin karanlık aydınları, zenginleri yaptı…
Şehrin medyası susmamalı!
Daha keskin olmalı!
Bazı şeylerin üzerini örterek bir yere varılmıyor. İşte hayatta profesyonel, acındıran duygulara, salya sümüğe yer yok.