TAMER KÜÇÜK


FARKINA VARMAK...    

FARKINA VARMAK...    


Bayram tatilini fırsata çevirip şehrimizin güzel havasını tekrar soluma olanağı buldum.

Özlemişim.

Tabi gelip Ali Cinal’la sohbet etmemek olmazdı. Yaklaşık iki saat Zonguldak’ı ve yanı başındaki Kozlu’yu konuştuk.

Demiştim ya özlemişim diye…

Ayağa dolaşan, kaçan, yakalanan fırsatların üzerinden geçme imkânı bulduk bu kısa süre zarfında.

Kozlu, sohbetimizin mihenk taşı oluverdi. Sayın Cinal’ın, Zonguldak genelinden, Kozlu özeline geçişlerini samimi bulduğumu itiraf etmeliyim.

Devlet Hastanesi konusunda yaşanan fiyaskonun, Amele Birliği Hastanesi (Uzun Mehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi) özelinde yaşanmaması için endişelerini anlatan Cinal, ‘Dostum! Kozlu bu iş için biçilmiş kaftan. Havası, sonra geniş yerleşke alanları ve ulaşım imkanlarıyla sadece ilimize değil Türkiye’ye hizmet eder’ derken haklı ve bir o kadar heyecanlıydı.

Sahil düzenlemelerine Merkez ilçeden yıllar önce başlayarak sadece Kozlu’ya değil Zonguldaklıya hizmet veren belediyenin başarı öyküsü bugünün konusu değil. Fakat bugün aramızda olmayan büyüğümüzle İnağzı’ndan Kozlu sahiline gidip piknik yaptığımız günü hatırlamamakta mümkün değil.

Güzel hatıralar biriktirmemize olanak sağlayanlara teşekkür etmek insan olarak boynumuzun borcu.

Cinal’ın BEÜ yönetimi konusundaki teveccühüne şaşırmadım dersem yalan olur!

Genel olarak; Türkiye’de üniversite eğitiminin gerçekçilikten uzak, en iyi niyetle meslek yüksekokulu, ama özde meslek lisesi seviyesinde olduğuna inanırken, BEÜ rektör ve yönetiminin gayretlerini övmesine sevindim.

Yaklaşmakta olan ve altını önemle çiziyorum, mevcut iktidar ile hiç alakası olamayacak Türk Çağı’nın üniversitelerde vücut bulacağına inanıyorken, BEÜ’nin de sorumluluk üstlenmesi sevindirici. Ali Cinal’ın üniversite hakkında müspet yaklaşımı ve kurumsal varlığına karşı takındığı saygı ümitli olmamıza sebep oluyor.

…                                                                         

Şehir de imza yapılar var. Bunlardan biri de Fevkani Köprüsü.

1956 yılında inşa edilen, 67 yaşındaki köprü Türkiye’nin ilklerinden. Şimdi yıkılsın mı, kalsın mı tartışılıyor.

Zonguldak ile neredeyse özdeşleşmiş bu çilekeş yapıyı yıkma fikri acı veriyor…

Kadim dost… Yıllarca hizmet etti, emeklilik zamanı geldi. Altına kümelenen dükkanların garabet görünümü köprünün varlığını sorgulatır oldu.

İyi bir çevre düzenlemesiyle tarihe kocaman bir not düşülebilir. Çevresi ve altı kültür sanat alanlarına dönüştürülebilirse çok büyük iş başarılmış olur.

Demokrasi Alanı (Antik Tiyatro modelinde), minimalize edilmiş sahaflar çarşısı (Zonguldak evleri modellerinde), yeşil alanlar, kafeler vs vs.

Eski hükümet binasının ardından ah vah çeken çok dost gördüm ben.

İyi düşünme zamanı...