Biz,
36 yıldır,
Ne demirden,
Ne de havlayan köpekten korktuk.
‘Köpeğin hatırı yoksa sahibinin vardır’ dedik.
Gidip yüzleştik.
Yüzüne karşı da,
Olanı-biteni söyledik.
Biz,
Yaptığımızı veya söylediğimizi inkar etmeyiz.
Etmedik de.
Delikanlı adam,
Ne yaptığını,
Ne de söylediğini inkar eder.
Bak başkan,
Belli ki,
Köpeğin ipini koparmış,
Sana bile küfretmiş,
Sen bunu yutabilirsin,
Orası sana kalmış.
Köpeğinin halini kendi gözlerinle gördün,
Söylediklerini kulaklarınla duydun.
Halkın hizmetinde olan makamda,
Halka küfrediliyorsa,
Kusura bakma,
Senin köpeğin yularını koparmış,
Tasmasını takmak bize düşüyor,
Büyük bir zevkle,
Sen rahat ol,
O iş bizde…
* * * * * *
Bak başkan,
Ayçöreğinin içinden,
Plastik çıkıyor.
Mahkeme,
İnşaatları durdurun diyor,
Kaldırım işgalleri sürüyor.
Belli ki,
Köpeğin,
Havlaması gerekenlere,
Havlamıyor,
Havlayamıyor…
* * * * * *
Bu saatten sonra,
Hatır falan kalmadı.
Biz bugüne kadar kimseye boyun eğmedik.
Kimsede bizden boyun eğmemizi beklemesin.
Bünyemiz asla bunu kabul etmedi,
Etmeyecek.
Ölümden öte köy yok.
Varlığıyla var olmadıklarımızın,
Yokluğuyla yok olmayız.
Bizim,
Yerimiz,
Yurdumuz,
Adresimiz belli.
Gelecek olanın,
Göreceği de vardır.
Tekrar ediyoruz,
Köpeğine sahip çık.
Hatırın kırılmasın…

