Kim,
Ya da,
Kimler,
Nasıl,
Anlar,
Bilmiyoruz.
Lakin,
Bu olay,
Pusula Gazetesi,
Veyahut,
Ali Rıza Tığ meselesi değil.
Şayet bir gazeteci,
Haber yaptığı için,
Saldırıya uğruyorsa,
Bunu kabullenmemiz,
Mümkün değil.
Bizler,
Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz.
Muz Cumhuriyeti’nde değil.
Bu ülkede,
Adalet var,
Hakim var,
Savcı var,
Kolluk kuvvetleri var.
Şayet,
Yazılanlar,
Gerçek dışıysa,
Adliye’ye gidersiniz,
Suç duyurusunda bulursunuz.
Markette alış-veriş yaparken,
Bırakın gazeteciyi,
İnsana saldırmak,
Hastanelik edinceye kadar dövmek ne demek?
Dedik ya,
Bu olay,
Pusula Gazetesi,
Veyahut,
Ali Rıza Tığ meselesi değil.
Bugün;
Ali Rıza Tığ’a,
Yarın;
Bir başka meslektaşımıza.
Ne fark eder?
Son saldırının bir gün öncesinde,
Yine saldırı girişimi olmuş,
Ali Rıza Tığ,
Uyanık davranıp,
Saldırıyı bertaraf etmiş,
Karakola gidip şikayetçi olmuş.
Bir gün sonrasında,
Markette fiili saldırı gerçekleştirilmiş.
Geçmiş zaten ortada.
Allah aşkına,
Cumhuriyet Başsavcılığı,
Basın Savcılığı,
Emniyet Müdürlüğü,
Basın İlan Kurumu,
Bunca olan biteni görmezden gelip,
Bu olaya resmen davetiye çıkarmıştır.
Şayet,
Kıvılcım yandığında,
Müdahale edilseydi,
Ateş harlanmaz,
Bu iş buraya kadar gelmezdi.
Öyle değil mi,
Ahali?
Geçmiş olsun,
Pusula,
Geçmiş olsun,
Ali Rıza…

