Biz,
Yıllardır,
Hep söyledik.
Öyle antin-kuntin işlerin,
Yalanın,
Dolanın,
Rantın,
Çıkarın,
İçinde biz olmadık,
Olmayız.
Dün,
Arkadan,
İftiralar sıralayacaksın,
Hakaret ve küfürler yağdıracaksın,
Bugün,
Hiçbir şey olmamış gibi,
Kol kola girip,
Sarmaş-dolaş olup,
Sırıtacaksın.
Bu tür ilişkiler bize ters,
Bünyemiz kabul etmiyor.
Kusura bakma.
Sen değil ilçe başkanı,
Feriştah olsan ne yazar.
Sen,
Oturduğun koltuğa güç vermek yerine,
Oturduğun koltuktan aldığın güçle,
Akçeli işlere gireceksin,
Ona-buna,
Makam ve mevki dağıtacaksın,
Bunun karşılığında,
Nemalanacaksın,
Sonra çıkıp,
Dürüstlük edebiyatı yapacaksın.
Aslanım,
İki kişinin bildiği,
Asla sır olarak kalmaz.
Biz,
Seni,
Senden daha iyi tanıyor,
Senden daha iyi biliyoruz.
Bizim de,
Makam ve mevkilere eğilmediğimizi,
Yalana-dalana bulaşmadığımızı,
Bulaşmayacağımızı da,
En iyi,
Ve bizzat,
Sen biliyorsun.
Öyle dün söylediklerini unutup,
Racon kesip,
Bugün tükürdüğünü yalamayacaksın.
Dik olacaksın,
Aç kalsan da,
Kimseye eyvallahın olmayacak,
Öyle,
Her atılan kemiği yalamayacaksın,
Kemik kesildiği zaman,
Yalandan cırlamayacaksın.
Hani derler ya,
El, elden üstündür.
Bunu en iyi sen biliyorsun.
Kır dizini,
Otur oturduğun yerde.
Ha diyorsan,
Ben gemileri yaktım,
Biz limanı ateşe veririz.
Hiç sıkıntı yok.
Hodri meydan…

