Günlük dilde de sıkça kullanılan “özel hayat” kavramı
hukukta da önemli bir yere sahiptir.
Özel hayattan maksat, bir kimsenin herkesle paylaşmadığı
veya ancak kendi istek ve iradesi çerçevesinde diğer insanlarla paylaştığı
hayat alanıdır.
Bu anlamda özel hayat, kişilerin aile ve yakınlarıyla
paylaştığı hayat alanıdır.
Özel hayatın zıttı, kamuya açık hayat alanıdır.
Yani bireyin toplumun gözü önündeki hayat alanıdır.
Ancak bu açıklamalar bireyin kamuya açık alandaki
hayatının özel olmadığı gibi bir sonuç çıkarılmasına sebep olmamalıdır.
Bireyin kamuya açık alanda da bir özel hayat alanı mevcuttur.
Örneğin, sokakta yürüyen, bir lokantada yemek yiyen,
plajda güneşlenen, evinin açık balkonunda oturan bir kimse diğer insanların
gözü önünde olmakla birlikte, buralarda da bireyin özel hayatından söz
edilebilir.
Esasen bireyin gözle görülebildiği bu alanlarda fotoğrafı
çekilir yahut da kameraya kaydedilirse yine özel hayatının gizliliğinin ihlal
edildiğinden söz edilebilecektir.
Hayatın özel alanı dışında bir de hayatın gizli alanı
yahut da özel hayatın çekirdek alanından söz etmek mümkündür ki bu alan bireyin
en mahrem sırlarının olduğu ve kural olarak dışarıdaki insanlara tamamen kapalı
alandır.
Öyle ki ceza muhakemesi kanundaki koşullara (CMK m. 140)
uymak suretiyle bireyin sokaktaki ve iş yerindeki hayatı teknik araçlarla
izlenebilir, yani görüntü ve sesleri takip edilebilir, kaydedilebilir. Ancak
bizim hukukumuzda bireyin konutu özel hayatının çekirdek (gizli) alanı
kapsamında kabul edilmiş; konutundaki görüntü ve seslerin devletin görevlileri,
yani polis, jandarma, istihbarat tarafından dahi izlenmesi ve kayda alınması
kabul edilmemiştir.
Konunun bu kısmını fazla uzatmadan tekrar özel hayat
alanına dönecek olursak, özel hayat hukuk sistemimizde Anayasal düzeyde koruma
altına alınmıştır.
Anayasamızın 20/1. maddesine göre, “herkes özel hayatına
saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.” Ancak istisna olarak,
Anayasamızın aynı maddesi, maddede belirlenmiş kriterlere göre, hakim kararı ya
da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yetkili merciin emriyle bireyin özel
hayatına müdahalenin söz konusu olabileceğini kabul etmiştir.
Peki, hangi davranışlar bireyin özel hayatının
gizliliğini ihlal edecektir? Bireyin hayatının akışına, yaşamına ilişkin kamuya
açık olmayan alana ilişkin her türlü gizli gözetleme ve bilgi almalar özel
hayatının gizliliğini ihlal edecektir.
Örneğin, konutundaki, işyerindeki dışarıya kapalı
hayatının gözle veya dürbün, kamera vb. herhangi bir aletle gözetlenmesi;
cadde, sokak, meydan gibi alanlarda da olsa bireyin rızası dışında fotoğrafının
çekilmesi, video kaydının yapılması özel hayatının gizliliğini ihlal edecektir.
Belirtmek gerekir ki özel hayatın sınırlarının ne olduğu
konusunda bireyler arasında bazı ayırımlar yapılabilmektedir. Bu anlamda
toplumun normal bireylerinin özel hayatlarının sınırları daha geniş kabul
edilerek ve bu alana müdahaleler cezai ve hukuki yaptırıma tabi tutulurken,
sahip oldukları sıfatları ve faaliyet alanları itibariyle bazı bireylerin özel
hayatlarının sınırları daha dar olarak kabul edilmektedir.
Örneğin, siyasetçi, bürokrat, sanatçı, futbolcu gibi
sıfatlara sahip kimseler toplumun haklı merakını uyandırmakta ve bu kişilerin
de bir özel hayatı bulunmakla birlikte, bu alan toplumun normal bireyine göre
daha dar kabul edilmektedir. Bu sebeple bir politikacının politik faaliyetleri
sırasında görüntü kayıtları, fotoğrafının çekilmesi, hatta politik faaliyetiyle
ilgili olmayan alanlarda dahi kamuoyunca takip edilebilmesi için
fotoğraflarının çekilmesi ve görüntüsünün kaydedilmesi hukuka uygun kabul
edilecektir.
Bireyler arasındaki haberleşmenin gizliliği, bireylerin
kişisel verileri geniş anlamda özel hayat kavramı altında ele alınabilecek
olmakla birlikte, bunlar aynı kavramlar olmadığından, gerek bireylerin
haberleşmelerinin gizliliği ve kişisel verileri bu yazının konusu kapsamında
değildir. Her iki kavram da ayrı yazılara konu edilecektir.
Bu noktada akıllara gelebilecek soru, birçok işyeri
kamerasının sokak, cadde gibi alanları kaydetmesi ve rızaları dışında bireyleri
kaydetmesi olacaktır. Elbette kendi işyeri sınırları dışında kamuya açık
alanda, kanunla verilmiş özel bir yetki de olmaksızın bireylerin hayat
görüntülerinin kaydedilmesi özel hayatlarının gizliliğini ihlal edecektir.
Yine akıllara gelebilecek bir diğer soru da MOBESE
kameralarına ilişkin alabilecektir. Kanuni bir temele dayanmaması sebebiyle
hukuksal durumları tartışmalı olsa da, güvenlik sebebiyle Devlet tarafından
belli kriterlere göre kurulan ve kullanılan MOBESE kameralarının yaptıkları
kayıtlar bu yazının sınırlarını aşacağından bu tartışmaya girilmeyecektir.
Özel hayatın gizliliğini ihlal eylemleri Türk Ceza
Kanununda (TCK) yaptırım altına alınmıştır. Yani bir bireyin özel hayatının
gizliliğini hukuka aykırı olarak ihlal eylemleri TCK tarafından suç olarak
düzenlenmiştir (TCK m. 134).
Özel hayatın gizliliği belirttiğimiz üzere konut, işyeri
gibi alanlarda hukuka aykırı olarak gözle gözetlemekle ihlal edilebileceği
gibi, bu alanlar yahut da kamuya açık alanlarda görüntü ve seslerin hukuka
aykırı kaydı suretiyle de ihlal edilebilecektir.
Bunun dışında özel hayata ilişkin görüntü veya seslerin
hukuka aykırı olarak başkalarına verilmesi, açıklanması, iletilmesi de ayrıca
suç olarak düzenlenmiştir. Yani özel hayata ilişkin görüntü veya sesler hukuka
aykırı ve hatta hukuka uygun elde edilmiş olsa dahi, bunların hukuka aykırı
olarak başkalarına verilmesi suç oluşturacak ve cezalandırılacaktır. Bu durum
uygulamada özellikle ikili ilişkilerde sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
Çiftlerin birlikte veya bir tarafın rızasıyla çektikleri
fotoğraf veya görüntü kayıtlarının, otele gelen escort
daha sonra diğer tarafın rızasıyla
başkalarına verilmesi, gönderilmesi yahut da yayımlanması eylemleri suç olup,
cezalandırmayı gerektirmektedir.
Son olarak, özel hayatlarının gizliliğinin ihlal edilen
bireyler hangi hukuksal yollara başvurabileceklerini belirterek yazımızı
tamamlayalım. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu TCK’da (m. 139) şikayete
bağlı olarak soruşturulan ve kovuşturulan bir suç olarak düzenlenmiştir. Yani
özel hayatının gizliliği ataköy escort
ihlal edilen kimsenin şikayeti olmaksızın savcılar
veya kolluk güçleri harekete geçerek bu eylemlerle ilgili ceza soruşturması
başlatmayacaklardır. Bu sebeple kendisine karşı bu suçun işlendiğini düşünen
kimse, bulunduğu yerdeki kolluk (polis veya jandarma) yahut da savcılığa
başvurarak bu eylemin cezalandırılmasını talep etmesi gereklidir. Bu başvuruyu
fiili ve faili öğrendikten itibaren 6 ay içerisinde yapmak zorundadır.
Böyle bir başvurunun yapılmaması yahut da yapıldıktan
sonra geri alınması halinde, eylem hakkında herhangi bir ceza soruşturması söz
konusu olmayacaktır. Usulüne uygun geçerli bir şikayetin varlığı halinde ise
başlaya ceza soruşturması kamu davası olarak devam edecektir.
Özel hayatının gizliliği ihlal edilen kimsenin
başvurabileceği bir diğer hukuksal yol da “tazminat davası”dır. Bu davada özel
hayatının gizliliği ihlal edilen kimse, özel hayatının gizliliğini ihlal eden
kimseden tazminat talep edebilecektir.
Bu dava, özel hayatının gizliliği
ihlal edildiği için tazminat talep eden kimse veya avukatı tarafından özel
hukuk mahkemelerinde bizzat maltepe escort açılıp takip edilmesi gereklidir. Dava özel hayatın
gizliliğini ihlal ettiği iddia edilen kişi veya kuruma karşı açılacaktır.