Zonguldak'ın 'DEVA'sı hazır...

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Genel Kurulu’na katılmak üzere geldiği Zonguldak’ta iktidara yüklendi

 Mevcut iktidarın ekonomi başta olmak üzere birçok alanda ülkeyi uçuruma yuvarladığına dikkat çeken Babacan, “Türkiye ekonomisi şu anda adeta uçurumdan aşağıya doğru yuvarlanıyor. Son 20 yılın en kötü günlerini yaşıyoruz. Cebimizdeki para sürekli değer kaybediyor. ABD seçimlerinden sonra gelişmekte olan ülkelerin paraları dolar karşısında değer kazanıyor. Türk Lirası tüm para birimleri karşısında değer kaybediyor. Bunun tek nedeni var; öyle dış güçlermiş, iç güçlermiş tamamı palavra. Tek nedeni kötü yönetimdir” ifadelerini kullandı.

Zonguldak’ın taşkömürünün yanında doğa harikası bir kent olduğunu ancak işsizlik nedeniyle gençlerinin de sürekli göç ettiğinin altını çizen Babacan, “Zonguldak’ta işsizlik can yakıyor. Zonguldak bir doğa harikası olmasına rağmen turizmden gerekli katkıyı alamıyor. Çünkü devlet burada da doğru adımlar atmıyor. Biz Zonguldak’ın dertlerini biliyoruz. Zonguldak’ın derdi çok ama devası hazır. Zonguldak’ın demokrasiye ihtiyacı var, Zonguldak’ın atılıma ihtiyacı var, Zonguldak’ın DEVA’ya ihtiyacı var. Biz Zonguldak’a, Biz Türkiye’ye DEVA olmaya hazırız” dedi.

Demokrasi ve Atalım (DEVA) Partisi, Zonguldak 1. Olağan Genel Kurulu Dedeman Otelde gerçekleştirildi. Genel Başkan Ali Babacan ve genel başkan yardımcılarının da katıldığı kongrede Kurucu İl Başkanı Fatih Keleş ve ekibi tek listeyle gidilen seçimlerde güvenoyu aldı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan kongrede kürsüye boynunda Kırmızı-Lacivertli Zonguldak Kömürspor atkısıyla çıkarak, AK Parti iktidarını ekonomi başta olmak üzere birçok alanda ülkeyi iyi yönetememekle suçladı.
“DEVA PARTİSİ’Nİ HALK KURDURDU”

Babacan konuşmasında, “Demokrasi ve Atılım Partisi olarak 9 Mart tarihinde farklı kesimlerden ve farklı kimliklerden 90 kurucu üyemizle yola çıktık. Siz değerli teşkilat mensuplarımız ve gönüllülerimizle birlikte on binlerce kişilik büyük bir aile olduk. Bu hızlı büyüme ülkemizin DEVA Partisi’ne ne kadar büyük ihtiyacı olduğunu gözler önüne seriyor.

İhtiyaç vardı çünkü uzun süredir ülkemiz kötü yönetiliyor. İhtiyaç vardı çünkü halkımızın dertlerini dinleyen, anlayan ve bu dertlerin çözümüne talip olan kimse yoktu. İhtiyaç vardı çünkü hukuk yerlerde sürünüyordu, demokrasi can çekişiyordu, ekonomi ağır bir kriz geçiriyordu, eğitim ve sağlık tüm alanlar kötüye gidiyordu. İşte biz ülkemizin demokrasi ve atılıma şiddetle duyduğu ihtiyaç nedeniyle partimizi kurduk. DEVA Partisi; Zonguldak’tan Antalya’ya, Elazığ’dan Balıkesir’e, Mersin’den Sinop’a varana denk geniş kesimlerin bize seslenmesiyle kuruldu.

“ÜLKE EKONOMİSİ UÇURUMA YUVARLANDI”

Türkiye ekonomisi şu anda adeta uçurumdan aşağıya doğru yuvarlanıyor. Son 20 yılın en kötü günlerini yaşıyoruz. Cebimizdeki para sürekli değer kaybediyor. ABD seçimlerinden sonra gelişmekte olan ülkelerin paraları dolar karşısında değer kazanıyor. Türk Lirası tüm para birimleri karşısında değer kaybediyor. Bunun tek nedeni var; öyle dış güçlermiş, iç güçlermiş tamamı palavra. Tek nedeni kötü yönetimdir. Paramızı pul ettiler.

Geçmiş dönemde ben ve arkadaşlarım ekonominin başındayken alım gücümüz nasıldı, şimdi ne hallere düştük. Paramızın eridiğini hep beraber görüyoruz. Dünyada tüm para birimleri değer kazanıyor sadece Türk Lirası değer kaybediyor. Hükümetin kafasını iki elinin arasına alıp düşünmesi gerekiyor. ‘Ben nerde hata yapıyorum ve memleketi neden bu hale düşüyorum?’ diye düşünmesi lazım. İthal edilen her şeyin karşılığı euro ve dolar olarak ödeniyor ne diyorlar; ‘Biz kura bakmıyoruz’ diyorlar. Petrolü, enerjiyi, teknoloji, tarım ürünlerini ülkemiz dışarıdan alarak bağımlı hale geldi. Dolara bakmayıp nereye bakacağız. Neymiş efendim; ‘rekabetçi kur istiyoruz’ diyorlar. Peki, siz tam 130 milyar doların üzerindeki döviz rezervini sata sata sıfıra indirdiniz, kuru elinizde tutamayınca ‘rekabetçi kur’ diyorlar. Merkez Bankası’nın elindeki rezervleri tükettiler. Bu milleti cahil, anlamıyorlar sanıyorlar. Siz kimi kandırıyorsunuz?

“RAKAMLARLA VATANDAŞI KANDIRIYORLAR”

Zannediyorlar ki kur artınca sevinmemiz gerekiyor. Kusura bakmayın biz kur artışına ve paramızın pul olmasına üzülüyoruz. Kurt arttıkça A’dan Z’ye her şeye zam geliyor. Bunu millet bilmiyor mu? Kur artınca elektriğe, benzine, mazota, gübreye iğneden ipliğe zam gelmiyor mu? Bebek maması marketlerde kilitli kutularda satılmaya başlandı. Marketlerde neden bir ürün kilitli kutularda satılır? Eğer bir ürün çok miktarda çalınırsa ona kilit vurulur. Düşünün ki çocuk mamasına çalınmasın diye kilit vurulan bir ülke haline geldik. Muhtaç olmayan, ihtiyacı olmayan bir vatandaş bunu yapar mı? Enflasyon aldı başını gidiyor. Hükümetin açıkladığı resmi enflasyon rakamları yüzde 10 ila yüzde 12 arasında seyrediyor. Hiç artmıyor. Sokağa iniyoruz, esnaflarımızı geziyoruz. Sokakta enflasyon yüzde 30. Bazı ürünlerde enflasyon yüzde 50. Vatandaş aldığı ürünlerde, esnaf sattığı ürünlerde enflasyonun yüzde kaç olduğunu biliyor. Rakamlarla insanları kandırmaya çalışıyorlar. Zengin ve fakir arasındaki uçurum büyüyor. Birilerinin masa başında rakamları ayarlamasıyla enflasyon düşmüyor.

Hayat pahalılığı can alıyor. Asgari ücret sefalet ücretine dönüştü. 4 kişilik bir ailenin zorunlu harcaması iki asgari ücret düzeyindedir. Vatandaşın alım gücü kalmadı.

Zonguldak’ta emeklilerimiz çok, işçilerimiz çok. Sabit gelirli vatandaşlarımıza verilen zamlar devletin açıkladığı enflasyon kadar. Gerçek enflasyon yüzde 30-40 dolayında. Bu da vatandaşın alım gücünün her geçen düştüğünün belgesidir. Devlet vatandaşın alım gücünü yükseltmek zorundadır.

“TÜRKİYE’DE MEVCUT İKTİDARA GÜVEN YOK”

Bizler boş aldığımız hazineyi, dolu olarak teslim ettik. Şu andaki hükümet kasayı boşalttı. Ülme borç batağında. Doğmamış çocuklarımızın borcu var. Ben ve arkadaşlarım ekonomiyi bıraktığımızda bütçe açığı 24 milyar liraydı. 2020 yılının bütçe açığı 239 milyar lira.  Devletin faiz ödemesi bizim dönemimizde 53 milyar liraydı, 2021 yılı bütçesinde 179 milyar lira faiz ödeneği isteniyor. Hani faize karşıydılar. 53 milyar nere, 179 milyar nere? Bu ülkenin kaynaklarını çar-çur ettiler. Bu milletin kaynaklarını har vurup, harman savururken hiç mi vicdanınız sızlamadı? Bir yardan israf edip, bir yandan da itibardan tasarruf edilmez dediler. Bunlar artık ülkeyi yönetemiyor. Her geçen gün fakirleşiyoruz. Bu kafa ve zihniyet devam ederse daha da fakirleşeceğiz. Allah beterinden saklasın ama bu günler daha iyi günler. İktidar bu kafayla devam ederse bugünlerimizi yarın çok arayacağız. Biz bu yanlışların bedelini artık ödemek istemiyoruz. Milletimizin artık yarınlara umutlu bakmalarını istiyoruz. Doğru adımlarla sorunların çözümü mümkünken maalesef kötü yönetimde ısrar ediliyor. Sorunların çözümü geleceğe güvenle bakmak olur. Mevcut yönetimle geleceğe güvenle bakmak mümkün görünmüyor. Güvenin olmadığı yerde yatırımcı, yatırımcı yapmaz. Dolayısıyla istihdam alanları açılamaz. Güven olmayan Türkiye’de döviz kuru artar, işsizlik artar, yoksulluk artar.

“ZONGULDAK’TA İŞSİZLİK CAN YAKIYOR’

Zonguldak’taki tersanelerin durumuna baktığımızda maalesef durum iç açıcı değil, çalışan sayısı her geçen gün azalıyor. Filyos Liman Projesi var. Meşhur. Sürekli gündemde, sürekli anlatılıyor ama maalesef yerinde sayıyor. Zonguldak’ta demir yolları eksik, tren seferleriyle ilgili sorunlar var. Aslında hem demir yolu olan, hem de deniz yolu olan bir şehrin sadece karayolu mahkum edilmesi de ilginç. Bu şehrin ticari alan olarak kullanılması gerekiyor. Ulaşımı kolaylaştırmadan üretici nasıl üretsin? Biz bunları biliyoruz ve bu yönde politika geliştiriyoruz.

Zonguldak’ta işsizlik can yakıyor. İşsiz gençlerimiz göç ediyor. Deniz şehri olmasına rağmen balıkçılık geliştirilemiyor. Hava kirliliği Zonguldak’ın bitmeyen ve kapanmayan yarası. Pandemi sürecinde maalesef Zonguldak en çok kayıp veren şehirlerimizden bir tanesi oldu. Devlet insan hakkı olan havayı temiz tutmak zorundadır. Zonguldak bir doğa harikası olmasına rağmen turizmden gerekli katkıyı alamıyor. Çünkü devlet burada da doğru adımlar atmıyor. Zonguldak’ın turizmden gelir getirecek projelerimiz hazır. Biz Zonguldak’ın dertlerini biliyoruz. Zonguldak’ın derdi çok ama devası hazır. Biz gençlerimizin göçünü önleyecek imkanları getireceğiz. Zonguldak’ın demokrasiye ihtiyacı var, Zonguldak’ın atılıma ihtiyacı var, Zonguldak’ın DEVA’ya ihtiyacı var. Biz Zonguldak’a, Biz Türkiye’ye DEVA olmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

FATİH KELEŞ’İN A TAKIMI GÜVENOYU ALDI

Kurucu İl Başkanı Fatih Keleş ve ekibi konuşmaların ardından tek listeyle gidilen seçimlerde güvenoyu aldı.

Keleş’in ekibinde ise, Ramazan Vural, Ünal Kurt, Süleyman Öztürk, Nihat Akan, İlhami Bilici, İlhan Aktaş, Hakan Türkan, İsmail Çetin, Hakan Berber, Mert Çolban, Ramazan Taşpınar, Erhan Keskin, Tolgay Han Özbirinci, Gülşah Azman, Kibariye Sayılı, Atilla Gürbulak, Mustafa Çınar, Tugay Delikanlı, Engin Koçak, Ceren Demirbaş Önaç, Pelin Kızılharaba, Samet Albayrak, Seval Beşer, Bilir Baykan, Hakime Ağrılı, Eren Dilaver, Eda Kara, Şenol Öztürk, Hülya Çebi ve Eda Terbıyık yer aldı.